Çocuğun Velayeti Anne ve Baba Dışındaki Akrabalara Verilebilir mi?
- Hasan Can Uca
- 22 Ara 2024
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Mar
Velayet Hakkı Nedir?
Velayet, çocuğun şahıs varlığının korunması, geliştirilmesi ve malvarlığının özenle yönetilmesi amacıyla anne ve babaya tanınan bir hak, yetki ve sorumluluklar bütünüdür. Türk Medeni Kanunu’na göre, velayet hakkı yalnızca anne ve babaya özgülenmiştir ve ergin olmayan çocuklar ile bazı durumlarda kısıtlanmış ergin çocukları kapsamaktadır. Bu hak, anne ve babanın çocuklarının yüksek yararını gözetmek amacıyla onlara rehberlik etmelerini, mallarını yönetmelerini ve onları temsil etmelerini sağlar.
Çocuğun Velayeti Kimlere Verilebilir?
Türk Medeni Kanunu’nun 335. maddesi gereğince, ergin olmayan çocuğun velayeti, anne ve babasına aittir. Velayet hakkı, yasal bir neden olmadıkça anne ve babadan alınamaz. Ancak evlat edinme gibi özel durumlarda, evlat edinen kişiler de çocuğun velayet hakkını üstlenebilir.
Evlat edinme kararıyla birlikte, çocuğun biyolojik anne ve babasının velayet hakkı sona erer ve bu hak evlat edinen kişiye geçer. Bu durum, çocuğun hukuki ve fiili korumasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu Madde 335
Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

Çocuğun Velayeti Kimlere Verilemez?
Velayet hakkı, yalnızca anne ve baba ya da evlat edinen kişilere tanınmış olup, üçüncü kişilere verilmesi mümkün değildir. Anneanne, babaanne, dede, amca, hala, dayı, teyze gibi akrabalar veya koruyucu aileler, Türk Medeni Kanunu’na göre velayet hakkına sahip değildir. Bu kişilerin çocuğun bakım ve gözetiminde rol alması mümkün olsa da, velayet hakkını devralmaları mümkün değildir.
Çocuğun Velayeti Dedeye Verilebilir mi?
Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, velayet hakkı yalnızca anne ve babaya tanınan bir haktır ve bu hak evlat edinme hariç üçüncü kişilere devredilemez. TMK’nın 336. maddesi uyarınca, anne veya babadan birinin ölümü durumunda velayet, sağ kalan tarafa geçer.
Türk Medeni Kanunu Madde 336
Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
Eğer her iki ebeveyn de velayet görevini yerine getiremiyorsa, çocuk vesayet altına alınır. Dede veya başka bir akrabanın velayet hakkına sahip olması mümkün değildir. Ancak çocukların yüksek yararı gözetilerek, dede gibi yakın akrabalar vesayet makamı tarafından çocukların bakım ve gözetimini üstlenmek üzere vasi olarak atanabilir. Sonuç olarak çocuğun velayeti dedeye verilemez.
Çocuğun Velayeti Anneanneye veya Babaanneye Verilebilir mi?
Anneanne veya babaanne, Türk hukuk sistemine göre çocuğun velayet hakkına sahip olamaz. TMK’nın açık hükümleri gereği, velayet hakkı yalnızca anne ve babaya tanınmıştır. Anne ve babanın yokluğu ya da görevlerini ağır şekilde ihmal etmeleri durumunda, çocuklar vesayet altına alınır ve vesayet makamı tarafından uygun bir vasi atanır.
Anneanne veya babaanne, çocuğun bakımını fiilen üstlenmiş olsa bile bu durum, velayet hakkını devralabilecekleri anlamına gelmez. Ancak mahkeme kararıyla, vesayet sistemi kapsamında çocukların gözetimi ve bakımı için görevlendirilerek vasi olarak atanabilirler. Sonuç olarak çocuğun velayeti anneanneye veya babaanneye verilemez.
Çocuğun Velayeti Amcaya, Halaya, Teyzeye veya Dayıya Verilebilir mi?
Amca, hala, teyze veya dayı gibi diğer akrabalar da velayet hakkına sahip değildir. TMK’nın 335 ve 336. maddeleri gereğince, velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınmış olup, istisnai durumlarda evlat edinen kişiler bu hakkı elde edebilir.
Anne ve babanın velayet hakkı kaldırıldığında veya her iki ebeveynin de hayatta olmadığı durumlarda, çocuklar vesayet altına alınır ve mahkeme uygun bir vasi atar.
Yargıtay’ın kararları da göstermektedir ki, çocuğun velayetinin akrabalara verilmesi mümkün değildir. Ancak mahkeme, çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak vesayet makamı tarafından belirlenen vasinin bu akrabalar arasından seçilmesine karar verebilir. Sonuç olarak çocuğun velayeti amcaya, halaya, teyzeye veya dayıya verilemez.
Türk Medeni Kanunu, çocuğun velayet hakkını yalnızca anne ve babaya özgü kılmıştır. Dede, anneanne, babaanne, amca, hala, teyze veya dayı gibi yakın akrabaların velayet hakkına sahip olması mümkün değildir.
Bir diğer deyişle çocuğun velayeti anne ve baba dışındaki akrabalara verilemez ancak bu kişiler TMK 404. maddesi gereğince çocuğun vesayet altına alınması durumunda mahkeme kararıyla vasi olarak atanabilir.
Türk Medeni Kanunu Madde 404
Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Anne Baba Ölürse Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Anne baba ölürse çocuğun velayeti boşluğa düşer ve bu durumda annesi babası ölen çocuğa vasi atanır. Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince, mahkeme çocuğun en iyi menfaatlerini gözeterek bir vasi atar.
Bu vasi, çocuğun yakın akrabalarından biri olabileceği gibi, eğer uygun bir akraba bulunamazsa mahkeme tarafından belirlenen uygun bir kişi de olabilir. Mahkeme, çocuğun psiko-sosyal durumu ve eğitimi gibi unsurları değerlendirerek en uygun karara varır.
Çocuğun velayetinin kimlere verilebileceğine ilişkin Yargıtay Kararı
1- Çocuğun velayetinin dedeye verilemeyeceğine ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/3898 E., 2021/5281 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 29.03.2021 tarihli yazısı ile istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar TMK 166/3 maddesine göre boşanmışlar, mahkemece ortak çocuklar ... ve ...`ın velayetleri çocukların dedesi olan ...`ye verilmiş, karar her iki tarafın temyiz etmemesi üzerine 30.09.2020 tarihinde kesinleştirilmiş, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2021 tarihli talebi üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 29.03.2021 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir.
TMK`nın 335. maddesine göre ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. 336. maddede ise ‘evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar, 0rtak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir’ hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; taraflar mahkemeye sundukları anlaşmalı boşanma protokolünde ortak çocuklar ... ve ...`ın velayetlerinin dedeleri ...`ye verilmesini kararlaştırmışlar, mahkeme de protokol hükmü gibi ortak çocukların velayetlerinin dede ...`ye verilmesine karar vermiştir. Türk Medeni Kanunundaki düzenlemelere göre velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç olmak üzere, anne ve baba dışında kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece ortak çocuklar ... ve ...`ın velayetlerinin dedeleri ...`ye verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363/1. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 23.06.2021 (Çrş.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/3782 E., 2008/8892 K.
VELAYET HAKKI
VESAYET
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 335 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 404 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı İsmet A. vekili tarafından İsmail ve Öznur A. aleyhine açılan davada, fiilen ayrı yaşamakta olan davalıların müşterek çocukları olan İsmet ve Cansu'ya karşı anne ve baba olarak yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ileri sürülerek velayet görevlerini ağır bir şekilde ihmal eden davalıların velayetlerinin kaldırılarak velayetin, küçüklerin dedesi olan davacıya verilmesinin istendiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 3/7/1994 doğumlu Cansu ile 29/6/1996 doğumlu İsmet A.'nun annesi Öznur ve babası İsmail'de olan velayetlerinin kaldırılarak dedeleri İsmet A.'na verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 335'inci maddesinde "ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır" hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 404'üncü maddesinde de velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir.
Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece velayetin küçüklerin dedesi olan davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 18/6/2008 (Çrş.)
2- Çocuğun velayetinin anneanneye verilemeyeceğine ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/3246 E., 2016/4786 K.,
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, davalı kızının gayriresmi birlikteliğinden küçükler 2009 doğumlu .... ve 2012 doğumlu ....'nin dünyaya geldiğini, davalı annenin çocukları ile ilgilenmediğini şiddet uyguladığını, küçüklerin kendisinin yanında kaldığını belirterek annenin çocuklar üzerindeki velayetinin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda küçüklerin velayetinin davacı anneannelerine verilmesine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, çocukların babaları tarafından tanınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 337/1. maddesi gereğince evlilik dışı çocuğun velayet hakkı davacı anneye aittir. Aynı kanunun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Bu durumda toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı annenin çocukları ile ilgilenmediği, onlara şiddet uyguladığı, çocukların davacı anneanne yanında kaldığı ve bakımlarının onun tarafından yapıldığı, davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği, yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı (TMK m. 348/2) gerçekleşmiştir.
O halde davalı annenin çocukları üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına, ayrıca çocuklara vasi tayini için vesayet makamına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde velayetin davacı anneanneye verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.03.2016 (Perş.)
Commenti