Savcılık tarafından hafta içi mesai saatleri içerisinde arama kararı verilebilir mi? 2025
- Hasan Can Uca
- 7 Ara 2024
- 8 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Oca
Türk Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 116. ve 119. maddeleri, adli aramaların hangi şartlar altında yapılabileceğini açıkça düzenlemiştir. Bu düzenlemeler çerçevesinde adli aramaların hukuka uygunluğu, aşağıdaki temel ilkelerle sağlanır:
Makul Şüphe Şartı (CMK m.116)
Adli arama yapılabilmesi için öncelikle "makul şüphenin" varlığı gereklidir. Makul şüphe, somut olayın özelliklerine göre suç işlendiği ya da suç unsurlarının bulunduğuna dair objektif ve hukuken kabul edilebilir gerekçelerin bulunmasını ifade eder. Bu şart sağlanmadan yapılan aramalar, hukuka aykırı sayılır.
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU MADDE 116
Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.
Arama Kararını Verme Yetkisi (CMK m.119)
Arama;
Hakim kararıyla yapılır.
Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından arama kararı verilebilir.
Eğer Cumhuriyet Savcısına ulaşılamıyorsa, kolluk amirinin yazılı emri ile arama yapılabilir.
Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, sadece hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının yazılı emri ile yapılabilir.
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU MADDE 119
(1) (Değişik : 25/5/2005 – 5353/15 md.) Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir. (2) Arama karar veya emrinde; a) Aramanın nedenini oluşturan fiil, b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, Açıkça gösterilir. (3) Arama tutanağına işlemi yapanların açık kimlikleri yazılır. (Mülga ikinci cümle: 25/5/2005 – 5353/15 md.) (4) Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur. (5) (Değişik: 25/7/2018-7145/14 md.) Askerî mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının nezaretinde askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından arama yapılabilir.
Gecikmesinde Sakınca Bulunan Halin Gerekçelendirilmesi
Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen arama kararında "gecikmesinde sakınca bulunan halin" gerekçelendirilmesi zorunludur. Gerekçe, aramanın hakim kararını beklemeden yapılmasını haklı gösterecek somut olguları içermelidir. Gerekçe belirtilmeden verilen kararlar, hukuka aykırılık teşkil eder.
Mesai Saatleri İçerisinde Arama
Mesai saatleri içinde yapılan aramalarda, normal koşullarda hakim kararı aranır. Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen bir arama kararı varsa, bu kararın gecikmesinde sakınca bulunan halin gerekçesini açıkça ortaya koyması gerekir. Aksi takdirde, mesai saatleri içinde savcı tarafından verilen arama kararına dayanılarak yapılan arama hukuka aykırı kabul edilir.
Aramanın Usul ve Yasaya Aykırı Olması
Eğer:
Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen arama kararında gecikmesinde sakınca bulunan halin gerekçesi belirtilmemişse,
Hakim kararı alınması mümkünken Cumhuriyet Savcısı tarafından karar verilmişse,
Arama kararı CMK’nın aradığı şekil şartlarını taşımıyorsa,
Bu durumda yapılan arama usul ve yasaya aykırı kabul edilir. Hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller ise CMK'nın 206/2-a ve 217/2 maddeleri gereği yargılamada delil olarak kullanılamaz.
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU MADDE 206/2-a
Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur: a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU MADDE 217/2
Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Adli aramaların hukuka uygun şekilde yapılabilmesi için makul şüphenin bulunması, arama kararı verme yetkisinin usulüne uygun şekilde kullanılması ve Cumhuriyet Savcısı tarafından arama kararı veriliyorsa gecikmesinde sakınca bulunan hallerin gerekçelendirilmesi zorunludur. Bu şartlara uyulmaması halinde yapılan arama, hukuka aykırı olup, elde edilen deliller yargılamada dikkate alınamaz.

Arama kararının mesai saatleri içerisinde veya dışında verilmesinin kanuni şartlardan olmadığına, gecikmesinde sakınca bulunan halin mevcut bulunmasının yeterli olduğu ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/11074 E., 2023/1042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Esastan ret
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği sanıklar ... ve ...
müdafilerinin temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.01.2022 tarihli ve 2021/386 Esas, 2022/36 Karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkraları, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 13 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 50.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanıklar ... ile Tekin hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 18.03.2022 tarihli ve 2022/359 Esas, 2022/399 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık ... müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
1. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Eylemin yardım etme niteliğinde olduğuna ve 5237 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanma koşullarının bulunmadığına,
3. Arama kararının hukuka aykırı olduğuna,
4. İletişim tespiti kararı olmaksızın sanığın telefonunun incelendiğine ve tespiti yapılan konuşmaların tanıklıktan çekinebilecek kişiler ile olduğuna,
5. İstihbari bilginin delil olarak kullanılamayacağına,
İlişkindir.
B. Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Eylemin yardım etme niteliğinde olduğuna ve 5237 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanma koşullarının bulunmadığına,
3. Arama kararının hukuka aykırı olduğuna,
4. İletişim tespiti kararı olmaksızın sağın telefonunun incelendiğine ve tespiti yapılan konuşmaların tanıklıktan çekinebilecek kişiler ile olduğuna,
İilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Alınan istihbari bilgi üzerine plakası belirlenen araçların kolluk görevlilerince beklenilmeye başlanıldığı, söz konusu araçların öncü ve artçı şekilde kontrol noktasına geldiği ve durduruldukları, öncü araç içerisinde sanıklar ... ve ...'ın bulunduğu, artçı araç içerisinde de sanık ...'in bulunduğu, sanık ...'in kullandığı araç içerisinde özel olarak yaptırılmış bölmeler içerisinde suça konu esrarın ele geçtiği, sanık...'ın üzerinde de aynı oranda esrar ele geçirildiği, sanıklar arasında yoğun şekilde telefon görüşmelerinin olduğu, PTS kayıtlarına göre sanıkların öncü ve artçı olarak hareket ettiklerinin tespit edildiği, bu haliyle sanıkların müşterek fail olarak fikir ve eylem birliği içerisinde üç kişi olarak uyuşturucuyu naklettikleri gerekçesi ile sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin beşinci fıkrası da uygulanmak suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık ... Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden;
Temyiz istemine konu kararın, sanık müdafiinin elektronik posta adresine 21.03.2022 tarihinde ulaşmakla, 26.03.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, müdafiin 14.04.2022 tarihinde, sanığın 04.08.2022 tarihinde sundukları temyiz dilekçeleri ile hükmü temyiz ettikleri anlaşılmıştır. 19.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 48 inci maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun), “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesinin ilgili bölümü; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
...
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
...
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.”
Şeklinde hükümler içermektedir.
5271 sayılı Kanun’un “Sürelerin hesaplanması” başlıklı 39 uncu maddesinin birinci fıkrası; “Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar.” şeklinde, aynı maddenin dördüncü fıkrası ise “Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter.” biçiminde düzenlenmiştir. Gün ile belirlenen sürelerin, tebliğin yapıldığı tarihin ertesi gününden itibaren işlemeye başlayacağı ve son günün tatile isabet etmesi durumunda sürenin tatil gününü takip eden ilk iş günü sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
Sanık müdafiinin elektronik tebligat adresine gönderilen, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 18.03.2022 tarihli ve 2022/359 Esas, 2022/399 Karar sayılı kararı, 21.03.2022 tarihinde elektronik posta adresine ulaşmıştır. Bu itibarla 7201 sayılı Kanun’un 7/a maddesinin dördüncü fıkrası gereği bu tarihten beş gün sonra ilgili evrak tebliğ edilmiş sayılacaktır.
Bu açıklamalar doğrultusunda ilgili kararın sanık müdafiine 26.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve 5271 sayılı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen 15 günlük kanunî temyiz
süresinin son gününün, pazar gününe rastlayan 10.04.2022 tarihinden sonraki ilk iş günü olan 11.04.2022 tarihi olduğu, 26.03.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün sanık ve müdafii tarafından 5271 sayılı Kanun'un 291 inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra 14.04.2022 ve 30.05.2022 tarihlerinde temyiz edildiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanıklar ... ve ... Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden;
İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, sanıklar arasındaki iştirak iradesine, 5237 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasına ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, istihbari bilginin delil olarak kabul edilmiş olmasının sanıkların lehine veya aleyhine olacak şekilde bir etkisinin bulunmadığı, Cumhuriyet savcısı tarafından arama kararının mesai saatleri içinde veya dışında verilmiş olmasının kanunda yer alan şartlardan olmadığı, gecikmesinde sakınca bulunan halin mevcut bulunmasının yeterli olduğu, bu haliyle verilen arama kararının hukuka uygun olarak verildiği, kaldı ki arama kararının saat 19:15'de verildiği, sanıklara ait telefonların sanıkların rızası üzerine incelendiğinin anlaşılması, sanıkların mahkemede bu hususa yönelik bir itirazlarının bulunmaması ve aralarında görüşme yaptıklarını beyan etmeleri karşısında, söz konusu delilin hukuka uygun şekilde ele geçirildiği, sanık ...'in de soruşturma aşamasında şüpheli olması nedeniyle tanıklıktan çekinebilecek kişilerden olmaması karşısında; aralarındaki görüşme kayıtlarının duruşmada okunamayacak belgelerden olmadığı anlaşılmakla sanıklar müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümlerde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümlerde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
A. Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz talepleri yönünden;
Gerekçe bölümünün (A) başlıklı bendinde açıklanan nedenle sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümler yönünden;
Gerekçe bölümünün (B) başlıklı bendinde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 18.03.2022 tarihli ve 2022/359 Esas, 2022/399 Karar sayılı kararında sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık ... hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.
Aramanın hafta içi mesai saatleri içerisinde yapılmış olması nedeniyle arama kararının savcılık tarafından verilemeyeceği yönünde Yargıtay Kararı
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/9889 E., 2022/17971 K.
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın işletmiş olduğu markette kaçak sigara satıldığına dair ihbar üzerine, aynı gün gecikmesinde sakınca olan hal kapsamında alınan arama kararına binaen yapılan aramada 12 karton kaçak sigara ele geçirildiği olayda, sanık hakkında açılan davada yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de;
Adli aramaların nasıl yapılacağını düzenleyen 5271 sayılı CMK'nun 116. maddesi arama kararı verebilmesi için makul şüphenin bulunması ve aynı Yasanın 119. maddesi aramanın, hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı takdirde, kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerince yapılabileceği biçimindedir. Bu koşullara uyulmadan yapılan arama kanuna aykırıdır.
Dosya kapsamına göre; mesai saatleri içerisinde Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen arama kararında gecikmesinde sakınca bulunan halin gerekçesinin belirtilmediği, dosya içerisinde bulunan arama tutanağının tarih ve saati incelendiğinde aramanın hafta içi mesai saatleri içerisinde yapılmış olması nedeniyle arama kararının savcılık tarafından verilemeyeceği, buna göre yapılan aramanın usul ve yasaya aykırı olduğu, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında sigaraları içeceğini beyan etmesi karşısında, ele geçen kaçak eşyanın usulsüz arama sonucu kanuna aykırı olarak elde edilen delil dışında sanığın mahkumiyetini gerektirecek başka bir delil de elde edilemediği gözetildiğinde sanığın beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Comentarios