Velayet hakkına sahip anne çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebilir mi?
- Hasan Can Uca
- 7 Ağu 2024
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Oca
Velayet hakkı, çocuğun bakım, eğitim ve korunması gibi hak ve yükümlülükleri kapsar. Ancak velayet hakkına sahip bir annenin çocuğuna bekarlık soyadını vermesi, yalnızca velayet hakkına dayanarak kendiliğinden mümkün değildir. Bu konuda çocuğun üstün yararı esas alınır ve yasal prosedürlere uyulması gerekir.
Çocuğun üstün yararını belirlerken çocuğun soyadı değişikliğinin ruhsal gelişimine etkisi, çocuğun toplumsal ilişkilerinde yaşayabileceği zorluklar, anne ve babanın boşanma sonrası sorumlulukları ve rollerinin çocuğa etkisi dikkate alınır. Ayrıca çocuk idrak çağında ise, çocuğun görüşünün alınması gerekir.
Velayet sahibi anne, çocuğa bekarlık soyadını vermek için aile mahkemesine başvurmalıdır. Mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek çocuğun soyadı değişikliğinin gerekçelerini değerlendirir, idrak çağındaki çocuğun görüşünü alır.
ve toplanan delilleri inceleyerek bir karar verir.
Velayet hakkına sahip bir anne, çocuğa bekarlık soyadını vermek için doğrudan yetkili değildir. Mahkeme kararı gereklidir ve bu kararda çocuğun üstün yararı temel alınır.
Çocuğun bedensel, zihinsel, ahlaki ve toplumsal gelişimi üzerindeki etkiler dikkate alınarak hüküm verilir.
Konuyla ilgili Çocuğa İsim Koyma Hakkı isimli yazımızı okuyabilirsiniz.
Bu konuda detaylı bilgi almak ve dava sürecini başlatmak için hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz. Profesyonel destek, sürecin daha hızlı ve etkin şekilde yürütülmesini sağlar.

Velayet hakkına sahip annenin çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebileceğine ilişkin Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/8810 E., 2024/2377 K.
Taraflar arasındaki çocuğun anne soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı anne vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik dışı ilişkisinden 28.10.2015 doğumlu ... isimli çocuklarının dünyaya geldiğini, davalı babanın çocuğu tanıyarak nüfusuna kaydettirdiğini, velâyetin annede olduğunu, velâyet hakkı annede bulunan çocuğun soyadının farklı olmasının günlük yaşamda bir takım zorluklara sebebiyet verdiğini, müvekkilinin çocuğu okula yazdırırken velâyetin kendisinde olduğunu ispat etme konusunda zorluklar yaşadığını, her defasında resmi işlemler sırasında iletişim içerisinde olmak istemediği davalı ile muhatap olmak zorunda kaldığını, müvekkilinin işi gereği yurt dışına çıktığını, bu işlemler sırasında da babadan izin almak ya da velâyetin kendisinde olduğunu ispat etmek durumunda kaldığını, velâyet hakkı sahibi anne ile çocuğun soyadının farklı olmasının bir takım zorluklara sebebiyet vermesinin oldukça muhtemel olduğunu, çocuğun anneyle aynı soyadını taşımakta üstün yararın bulunduğunu, Anayasa Mahkemesininde bu yönde kararlar verdiğini iddia ederek küçük ...'nin "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılara dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı annenin halen velâyet hak ve sorumluluğuna sahip olması, çocuğun annesi ile birlikte yaşaması, velâyet sahibi olan kişinin velâyet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının bulunması, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edecek olması, çocuğun davacı annenin soyadını almasının çocuğun üstün yararına aykırılık teşkil etmemesi, çocuğun annesinin soyadını almasında hukuki yarar ve menfaatinin bulunması nedenleriyle, küçük ...'nin "..." olan soyisminin nüfusta "..." olarak değiştirilmesine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı babanın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı babanın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çocuğun 28.10.2015 tarihinde evlilik dışı doğduğu, yasa gereği velâyetin annede bulunduğu, baba tarafından 04.11.2015 tarihli tanıma senedi ile tanındığı ve nüfusa tescilinin sağlandığı, daha sonra davalı baba tarafından davacı anne aleyhine velâyetin değiştirilmesi istemi ile dava açıldığı, söz konusu davanın reddedildiği, alınan sosyal inceleme raporuna göre; çocuk ile baba arasında her hangi bir sorun bulunmadığı, çocuğun soyadını söylerken rahatsızlık duymadığı, davacı ve çocuğun davalının evinde kaldıkları, dinlenen davacı tanık beyanlarından, davacının soyadı konusunda ciddi bir sorun yaşadığının anlaşılamadığı, yaşandığı veya yaşanabileceği bildirilen sorunların ise çocuğun üstün yararını zedeleyecek nitelikte olmadığı, daha çok davacının davalı ile olan ilişkilerini ilgilendirdiği, davacının uzman görüşmesindeki beyanlarının da çocuğun soyadı ile ilgili yaşadığı sorunlardan çok bizzat davalı ile yaşadığı sorunlara ilişkin bulunduğu, çocuğun annesinin isim ve soyismi ile ilgili algı karmaşası yaşadığı, soyadının değişmesi halinde babanın ailesinin çocuktan uzaklaşabileceğinin davacı anne tarafından da ifade edilmiş olunduğu, bunun da çocuğu olumsuz etkileyebileceği, annenin beyanlarından esas gayesinin, davalıdan tamamen kopmak, kendisi de dahil çocuğun baba ile hiç bir bağının kalmamasını sağlamak olduğu, uzman görüşünün de, soyadın değişmesinin çocuğun üstün yararına olmayacağı yönünde olduğu, davacı tanık beyanlarının bir kısmının soyut, yer, zaman göstermeyen ifadelerden ibaret oldukları, bu sebeple itibar edilemeyeceği, bu halde; çocuğun soyadının değiştirilip annenin soyadını almakta menfaatinin ispat edildiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocuğun, annenin kızlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 27 nci, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı iptal kararı. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Dava, çocuğun, velâyet sahibi annesinin bekarlık soyadını kullanmasına izin davasıdır. Velâyet hakkına sahip davacı anne çocuğun üstün yararı varsa çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebilir. Sadece velâyet hakkına sahip olmak velâyet hakkına sahip davacı anneye bekarlık soyadını çocuğuna kendiliğinden verme hakkını kazandırmaz. Burada çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6 ncı maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir.
Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Tarafların ortak çocuğu ... 28.10.2015 doğumlu olup, idrak çağındadır. O halde, idrak çağında bulunan ortak çocuğun anne soyadını kullanma konusundaki görüşü alınarak ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, anne soyadını kullanmaya izin konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Comments